7 Mart 2011 Pazartesi

Darth Vader vs Hitler. Epic Rap Battles of History 2

1970’lerin sonuna gelindiğinde ABD, Sovyetler Birliği’nin içinin boşaldığını biliyordu.

Sovyet sisteminin ekonomik olarak devamı artık imkânsızdı ve ekonomideki çöküşün siyasete de yansıması kaçınılmazdı. Bu durum sanılanın aksine Amerikalıları sevindirmekten çok endişelendirdi. Çünkü ‘şeytani bir güç’ olarak Sovyetler’in varlığı Amerika’nın dünya liderliğinin siyasi teminatıydı. Kapitalist-Komünist rekabeti sert bir şekilde sürdüğü sürece ABD Batı’nın sorgulanamayacak lideriydi. İşte bu kaygılardan hareketle Washington Ronald Reagan döneminde tarihinde görülmedik bir şekilde Sovyetler Birliği’ne karşı bir kampanya başlattı. Sovyetler ‘şeytan imparatorluğu’ ilan edildi ve Moskova olduğundan daha güçlü gösterildi. Böylece Amerika’nın siyasi ve moral üstünlüğü iyi-kötü savaşında iyi olarak tazelenmiş oldu. Sovyetler Birliği’nin 1991’de çöküşü ve 1980’lerin sonunda ABD ile her türlü anlaşmaya hazır hale gelişi tüm dünyaya Moskova’nın aslında nasıl içi boş bir güç haline geldiğini gösterdi. Fakat Soğuk Savaş’ı daha fazla uzatamayan ABD için bir dönem de bitmiş oldu. İyi ile kötü’nün savaşı iyi’nin, yani ABD’nin kazanmasıyla bitmiş olsa da bu bitiş aynı zamanda ABD liderliğinin siyasi gerekçelerinin de büyük oranda sona erişiydi. Garip bir tesadüf ‘komünizm şeytanı’ ölürken Washington’ın güçlü akıl hocalarından Samuel Huntington ‘yeni şeytan’ın İslam dünyası olduğunu ilan etti. Huntington 2008’de öldü, ancak attığı tohumlar yeni yeni boy veriyor. Özellikle 11 Eylül’den sonra Medeniyetler Savaşı bir kuram olmaktan çıktı ve pek çok Amerikalının gözünde temel bir gerçek halini aldı. Böylece ABD’den Hollanda’ya kadar İslam düşmanlığı ‘Batı’nın yeni kötüsü’ oluverdi. Elbette bu ‘yeni kötü’ karşısında da kurtarıcı ABD olacak.

***

Müslümanlardan yeni bir şeytan yaratma sürecinde en elverişli figürler ise şüphesiz El Kaide ve İran. Üsame Bin Ladin’in bir elinde silah, saçı sakalına karışmış ‘karanlık yüzü’ Batı’da herkesi korkutmaya yetiyor. Aynı şekilde İran da benzeri bir rolü oynuyor. Sarıklı, cüppeli ve sakallı İranlılar Batı’ya ve İsrail’e her tehdit savurduklarında Batı’daki İslam imajı tamamlanmış oluyor.

***

ABD her geçen gün İran’ı her türlü kötülüğün sembolü olarak yansıtıyor. Buna göre İran tüm Avrupa’yı vurabilecek uzun menzilli füzelere sahip ve bunların ucuna takacağı nükleer silahı da geliştirmek üzere. Bu haberlere İran’da yaşanan insan hakları ihlalleri ve Batı-İsrail düşmanlığı da ekleniyor. Washington’a göre Hamas’ı, Hizbullah’ı ve daha pek çok örgütü İran ayakta tutuyor. Bu haberlerin tamamında İran olduğundan bir hayli büyük gösteriliyor, tam anlamıyla ‘şeytanlaştırılıyor’. Bunun ABD’ye 3 önemli faydası var: 1) İlk olarak bu haliyle İran, ABD’nin Ortadoğu’daki varlığını meşrulaştırıyor. Özellikle Arapları ‘İran öcüsü’ ile korkutan Amerika bu sayede bölgede üsler kuruyor, Körfez ülkelerini on milyarlarca dolarlık projelerle silahlandırıyor. Daha da önemlisi İran tehdidi nedeniyle birlikte hareket edemeyen bölge devletleri Batı’nın bölgeye müdahalelerine zemin hazırlıyorlar, 2) İran tehdidinin olduğundan büyük gösterilmesinin ABD’ye ikinci katkısı “ya benimle olun, ya da İran’la” zorlamasıyla İslam dünyasını tek-tipleştirmesidir. Hedef, bu coğrafyada oluşan kutuplaşmalar üzerinden Batı yanlısı Müslüman devletlerin artmasını temin etmek, 3) Son hedef ise çok daha küresel: İran ve El Kaide ABD’ye hemen hemen her bölgeye müdahale gerekçesi sunuyor. Irak ve Afganistan’a bu sayede girildi. Şimdilerde Pakistan’a bu yol kullanılarak giriliyor. Yarın hangi ülke(ler)in sırada olduğu belli değil. El Kaide ve İran ayrıca ABD’ye Soğuk Savaş sonrasında en çok ihtiyaç duyduğu Batı’nın moral liderliğini de yeniden bahşediyor. Kısacası İran ve El Kaide kadar Amerika siyasetine katkı sağlayabilen ikinci bir aktör yok gibi. Batılı başkentleri nükleer füzelerle vurmaya hazırlanan İran imajı ve dinci teröristler ABD’yi eski günlerine döndürüyor. Örneğin Avrupa topraklarında 200’den fazla nükleer bombası bulunan ABD’nin, sanki bunlar yetmezmiş gibi bir de füze kalkanı projesini kıtaya taşıması daha çok ‘İran tehdidi’ sayesinde mümkün olabildi.

***

Kısacası İran tehlikesi büyüdükçe ABD tarafından kurtarılacakların sayısı artıyor. Fakat ilginç olan İran’ın şeytanlaştırılmaktan hiç de rahatsız olmaması. Tıpkı Sovyetler gibi, İran rejimi de ABD ve İsrail eliyle abartılmaktan oldukça mutlu. ABD’nin kendisini suçladığı günlerde o füze gösterisi yapmayı, ya da uzaya da çıkacaklarını söylemeyi tercih ediyor. Yani ABD, İran’ı dünyaya nasıl göstermek istiyorsa Tahran bundan hoşlanıyor ve algıyı daha güçlü hale getirmek için elinden geleni yapıyor. Çünkü bu sayede İran’daki rejim kendisini yenileme fırsatını buluyor. Böylece bir yandan İran’ın içi boşalırken, rejim Batı’nın abartmalarıyla şiştikçe şişiyor ve Amerika için eşi bulunmaz gerekçeler sunmaya devam ediyor. Tıpkı İran gibi El Kaide de Batı’nın düşmanlaştırma sürecinden mutlu. El Kaide ve İran bu konuda kendilerinden ne bekleniyorsa hepsini seve seve yapıyorlar.

Bu dengeler içinde iki arada bir derede kalacaklar listesinin başında şüphesiz NATO üyesi ve İran’ın komşusu Türkiye geliyor. Türkiye’nin işi zor, çünkü bu oyunda ne Batı’ya güvenmek mümkün, ne de İran’a.

26 Şubat 2011 Cumartesi

25 Şubat 2011 Cuma

Afganistan acayip Ulkelerin icinde en acayip sayilabilir . 2001 senesinden sonar ki "Taliban" hukumeti devrildi cok seyler ulkede olmustur , olanlarin en onemlilerinden, bu ulkede iki onemli zenginlerin ve sosiyetenin meclisinin kurulmasi ! ve daha da onemlisi Ordunun tekrar canlanmasi ve ingilizlerin himayesinde yeni Devletin kurulusu ve ilk Cumhur Baskanlik secimlerin olmasindan soz etmek gerekiyor . Evet seneler savastan sonar ic ve dis savasi ve ic ve dis problemlerden sonar bu kadari de fena sayilmaz !

Lakin sIkI durum zira Ulkenin Guney ve Guney Dogusundaki Talibanin tekrar zuhuruyla tum Ele gelen faydalar tekrar ve tekrar tahlike ve risk altina girmis durumundadir .

Taliban guclerin ve uluslararasi guclerin arasindaki savaslarin paralelinde cok yakin zamanda bu catismalar "Kabil"in yakinlarina kadar ulasti . Bazi Gazetecilere gore Taliban'in ve normal halkin arasinda fiziki olarak bir fark yok . Erkekler uzun sakal birakip ve baslarini genelde Siyah kumaslar bagliyorlar . Uluslararasi gucler defelerce talibanin intihari hamlelerine maruz kalmislar bu Taliban gucleri veya digger beyanla Teroristler genelde "Pestun" Afganlardan olusuyor . Talibalarin cogu hizli motosikletlere binip ilk basta hedefe yaklasiyorlar ve El Bombalari attiktan sonar suratla olay mahalinden uzaklasiyorlar .

Ingiliz Askerler olayin icinde en taze nefes Askerler olarak Batili mediyaya beyanatlarda bulundular . Onlara gore : "Prise Norton Ustunden Oxford kentinden , Afganistana dogru yola cikmadan Bir saat oncesinden tum Askerler kursun gecirmez yelekler giymek zorunda kalip ve Anti-Terorizm egtimleri Aylardan once gormusler , bu olaylar ingiliz askerleri cok tedirgin etmistir ." Askerlere gore beraber olduklari vakit bile korkuyla yasamak zorundalar . Fakat burada konuyla alakali bunu soylemek gerekiyor ki Afganistan ulkesinin sorunu sadece "Taliban"in buyumesi ve guc kazanmasi degil digger taraftan onemli konu secilen Devletin cok fazla zaiif ve gucsuz olmasidir .
Digger taraftan Devletin gucsuzlugu sebep olmustur ki bu devlet "Hashas" ve uyusturucunun ziraatinda onemli ve tesirli sekilde yasaklarini uygulamasin ve boylece bu olaydan en fazla faydali cikan orgut "Taliban" olmustur .
"Uyusturucu"nun ticareti Talibanin hayatta olmasina sebep olmustur . Son Aylarda Talibanin Guneyde catismalara girmesi Taliban tarihinde en guclu ve tesirli catismalar arasinda yer almistir ve bu catismalarda Yuz kisiden fazla olu meydanlarda yerde kalmistir . "Guney Kore"den gelen 23 Asker Taliban Elinde esir dusmusler ve Aylar once de iki Alman rehine Taliban elinde olduler .

Afganistan Devleti "Hamit Kerzay" baskanliginda devamli devletin gucunu artmak yolunda olup bunun tam tersine Taliban da faaliyetden geri kalmamistir ve cesitli bolgelerde , mintikaya hakim bir vaziyette gorunmekteler "Hilment" Velayeti uluslararasi guclerin ve Talibanin sinir cizgisi sayilmaktadir , bu velayetin halki artik umutsuzluk ve rahatsizliga kapilip ve dusunuyorlar ki Devlet soylediklerinin tam tersine bu minyikada hic bir sey yapilmamistir . Halka gore Talibanin devrilmesinden sonar herkes Ekonomik Reformlarin umuduyla yasamaya baslamisti lakin iktisadi hic bir tesebbus veya ilerleme bolgede gorunmemektedir . Batinin destegiyle Hashas ve uyusturucuya karsi acilan savas tam tersine Talibana faydali olmustur . Buna ornek olarak "Kerzay" Devletinin yaptiklarindan soz etmek gerekiyor .
Devlet , uyusturucuyla mucadelede kucuk koylu ciftcileri agir ve buyuk cezalara carptirip ve buyuk uyusturucu tacirler kid aha fazla Taliban destekli islerine yurutuyorlar Devletin nezdinde dokunmazliga sahipler ve bu olay bu cevrede yasayan halkin rahatsizligina sebep olmustur .

"Sancin" , "Enkmin" ve "Leskercah" gibi bolgelerde Taliban "Hashas"I rahatca ekip ve bu bolgelerde Daglik bolge olduklari icin Taliban rahatca gizlenmek ve silahlanmaya baslamistir . Cogu Siyasi ve Ekonomik ve Stratejik elestirmenlere gore uyusturucu tacirleri su anda Talibandan bile daha tehlikeli gucler haline gelip ve Afganistan Dunyanin en onemli uyusturucu ureten ulke halini almistir .

Birlesmis Milletlerin Uyusturucuyla mucadele orgutune gore Afganistanin Devlet mucadelesine ragmen ve Hashas ciftliklerin yakilmasina ragmen Dunyanin %87 uyusturucu uretimi bu ulkede yapilmakta olup sadece sene 2005 de Afganistan ulkesi 4.1 Bin Ton uyusturucu uretmistir ki maddi olarak bu miktar 2.7 Milyar Dolara tekabul etmektedir . Ayni Rapora gore bu miktar uyusturucu "Eroin" sekliyle dunyada dagitildegi vakit 40 Milyar Dolar Para getirisi olabilir . Ayni Rapora gore Taliban Rejiminden sonar tekrar Afganistan Dunyanin en buyuk uyusturucu uretim ulkesi haline gelmistir . Bu olay tabiki "Taliban"in daha fazla guc kazanmasini saglamistir . Yinede ayni Rapora gore Afganistan 32 Velayete sahiptir ki her 32 velayetde de "Hashas" ziraati yapilmaktadir ve enteresan bu ki bu oran ve istatistikler Latin Amerika ulkelerinden ve Asyanin Guney Dogu ulkelerinde bile gorunmemektedir .

Amerika ve ingiliz Devleti Afganistan Devletiyle beraber bazi projelere birlikte girip amaclari uyusturucunun ziraatini engellemek ve bu ticareti bu ulkede bitirmektir lakin halka gore bu bolgede kanunun olmamasindan dolayi bu projelerin hemen hemen hepsi yenilmege mahkum projeler sayilmaktadir .
Gecen sene istatistigi Gozleri inanmamaya zorluyor , bu istatistige gore bu senede yani 2006 senesinde 420 Ton Hashas Afganistanda "Eroin"e cevrilmistir ve bu tonaj Dunyada benzeri yoktur .

Unutmayalim ki uluslararasi guclerin en onemli gorevleri "Elkaide" ve "Taliban" guclerini etkisiz hale getirmek onlari yakalamaktir ve uyusturucuyla mucadile onlarin gorevi sayilmamaktadir . Diger taraftan Hashasin ziraati daha kolay ve daha verimli sayilip ve ciftciler sebze ve Meyve ekimi yerine Hashas ekimini tercih etmekteler .
Bir Kilo Eroinin fiyati Afganistanda sadece 200 Dolar olup ayni miktar Eroinin fiyati kacak yollarla Avrupaya geldigi vakit 32Bin Dolardir .

Raporlara gore Afganistanda Bir Milyon 700 Bin Kisi Hashas ekmekte olup bu oran ve istatistige bilinmiyenler dahil degiller . Daha enteresan konu bu ki kacak olan uyusturucu Avrupaya ulasmak icin illaki Turkiyeden gecmesi gerekiyor bu uyusturucu genel olarak istanbuldan , Londraya ulasip oradan digger Avrupa ulkelerine dagiliyor .
Afganistanda Halkin fakirligi , "Kerzay" Devletinin zaiifligi , Kanunsuzluk ve uyusturucunun ekim ve dagilimi "Taliban"in donusu icin en onemli faktorler sayilip boylece "Taliban" tekrar Afganistana geri donmektedir ! ….

Ata Erad ….. ataerad@yahoo.com .. Tahran
نوشته شده توسط ata erad در ساعت 12:23 | لینک  |  نظر بدهید

Gecen seneki  Amerika ve "CIA"nin yaptigi hareketler gerci " Osame Bin-Ladin" nin yakalamasi icin faydali olmadi lakin faydali oldugu tarafi buydu ki "Pakistan"daki "Elkaide" Liderlerinin nerede ve nasil yasadiklarinin belli olsun .

"Los Angeles Times" Amerika unlu Gazetesi uzun zaman once Bir makalede "CIA"nin bazi dusunceleri ve buluslarini bu hareketlerle ilgili aciga cikartti , bu Gazeteye gore "Elkaide" Terorist orgutu "Adam Kacirma" olaylarindan ve bazi digger hareketlerinden dolayi Irakta onemli paralar kazanip bu parayi Pakistan'a aktariyor ayrica "Elkaide"nin baska para kazanci yurt disindaki ulkelerden temin olmaktadir .

Paranin gucu tabiki her yerde ve her ortamda oldugu gibi "Elkaide" icin de yararli oluyor bu orgut kazandigi ve Elde ettigi Para vasitasiyla kendi bunyesinde kendisini tekrar yapilmaya bakip ve Merkezi Liderlik bolumunu tazelemektedir . "Elkaide" elde ettigi parayi tum dunyadaki Terorizm lehinde calisan ve Elkaideyi destekliyen kendi ve digger orgutlere dagitip ve kendi yoluna devam etmektedir .

Bir sene onceye kadar herkesin kuskusu buydu ki "Elkaide" orgutu cok cabuk ve suraatla aradan kalkacak zira Para sIkIntisi cekmekte olup ve Amerika ve Avrupa ulkeleri bu orgutun tum paralarini , bloke etmistir lakin paranin Iraktan Pakistan'a akmasi bu dusunce ve teoriyi cabuklukla curutmeye yeti .

Pakistan Devleti ve onun basinda olan "Museref" gecen sene de supriz bir hareketle kendi ordu gucunu daglik ve Asiretlerin bulundugu yerden disari cekti ve o bolgeleri kendi haline birakti . Pakistan ordusunun bu hareketi tabiki ilk basta "Bin-Ladin"ve onun sag kolu yani "imen Zevaheri"ye yaradi . "Elkaidenin para sorunlarina derman oldu . Irak zati olarak "Elkaide"nin cuzdani sayilmaktadir .

Amerika ve onun paralelinde Amerikanin unlu ve onemli Casusi Ajansi "CIA" son zamanlarda 50 onemli Ajanini Afganistan ve Pakistan ulkelerine gonderip baska taraftan Amerika ordu ve devleti kendi baskisini bu orgute daha fazla uygulamaktadir.

"CIA"nin iki onemli hareketi "HVT1" ve "HVT2" sadece "Bin-Ladin"nin gizledigi yeri kesfetmek amaciyla yapildi ve baska Liderlerinde yakalanmasi tabiki Amerikanin isine yariyordu . "CIA"nin kesif ve calisan gurupunda dort onemli Ajan turu bulunuyordu Birincisi Dunya ve Ortadogunun durumunu iyi bilen Ajanlar ikincisi Bilim Adamlari , daha sonar teknik elemanlari ve Gizli Ajanlar . Bu guruhlarin hepsinin amaci tabiki "Bin-Ladin"nin yakalanmasiydi lakin hic biri bunu beceremedi .

"CIA" defalarca ilan etmistir kit um hareketler ve Casusi girisimleri "Bin-Ladin" ve "imen Zevaheri"nin yakalanmasi icin faydali olmamistir .

11 Eylul 2001'den 5 sene gectigine ragmen "CIA" ve Amerika Devleti "Bin-Ladin"den ilk gun kadar uzak gorunmektedir . Amerika Devleti senelerdir "Bin-Ladin"nin olu veya dirisine 25 milyon Dolar odul tayin etmistir fakat bu para bile tum tatliligina ragmen "Bin-Ladin"nin yakalanmasi icin yarar saglamamistir . Soylentilere gore "Taliban"nin Afganistanda kaybettikten sonar "Torabora" daglarinda kendisine emniyetli yer bulmustur , bu Daglar ayni zamanda buyuk ihtimalle "bin-Ladin"nin de gizlendigi yerdir .

Her iki veya Dort Ayda Bir , onemli bir Rapor Terorizm'e karsi ve yapilanlar "George Bush"a teslim oluyor Bu Raporlarda Casusu tum hareketlerin detayina kadar zikredilmis . "CIA"nin merkezi bolumlerinde "Bin-Ladin" nin tahmin edildigi Daglarin incelenmesi ve hatta Topografik resimleri Maketlerle bile yapilmistir , lakin hala hic bir sorunun yaniti "Elkaide"nin Lideri hakkinda yanit bulamamistir .

"Poul Gimiliano" , "CIA"nin Perfesiyonel sozcusu bir konusmasinda demisti : " Bin-Ladinin pesinde olan CIA Ajanlari cok fazla degiller fakat bu iste bizim tum cabamiz en fazla tecrubeyi en iyi Ajanlarla yapmak olmustur .

"Bin-Ladin" ve "imen Zevahiri"nin Pesinde olan CIA Ajanlari Elkaide nin bu Liderini bulmak icin Pilotsuz Ucaklari ve ayni zamanda Amerika Birlesik Devletlerin "NSA" uzaktan dinleme Cihazlarini kullanmaktadir .

"CIA"nin Ajanlari "islam Abad" , "Pisaver" ve Pakistan digger bolumlerine gittikten sonar "Perviz Museref" , Pakistan Baskani bu bolgede faaliyet gosteren Asiretlerin Reisleriyle Baris sozlesmesi imzaladi . Bu Baris sozlesmesine gore "Vezirestan" Eyaleti Pakistanda ve onun Asiret Reis ve Liderleri Kabul ediyorlar ki bu topraklardan Amerika ve "Nato" Askerlerine karsi hic Bir hareket ve Karsilama olmasin ayni zamanda Yabanci originli Askerlerin faaliyetleri ayni bolgede bu guruplar tarafindan engellensin . Sozlesmenin imzalanmasindan Aylar sonar Amerika Devletinin onemli makamlarinin soylemine gore hic Bir Asiret verdikleri sozleri mintikada tutmamistir . Bu gercekten yola cikarak bu sonuc elde edilir ki Amerika Devleti Terorizme karsi beyan edildigi bolgede hic bir ilerlemesi yokmus .

Pakistan Askerleri bu sozlesmeden sonar bahsedildigi "Kuzey Vezirestan" bolgesinden disariya cikip ve bu bolgede Terorizm daha fazla ve rahatca faaliyet gosterebildi ayni zamanda yabanci Teror gucleri ki Iraktan kacip ve bu bolgede yerlesiyordular daha emniyetli kendi Terorist faaliyetlerine devam edebildiler .

Teror gucleri daglik bolgesinde kendi guclerini artmakta olup ve hatta "Taliban" Askerleri "Elkaide" guclerini onderliginde kendi Askeri ve Siyasi eksiklerini telafi etmek firsatini bulmuslar , "Elkaide" gucleri Irakta buyuk tecrubelere sahip olup ve isin Yuzde Yuz Pratigini Pakistanda gercege dokmege calismaktalar .

Mali kaynaklarin Iraktan , Pakistan'a tasinmasi Amerikali guclerin en onemli rahatsizligidir . Bu Paralar genel olarak Amerikan Dolari olarak ve akseriyetle yurt disindan gelen havaleler seklinde Pakistana aktariliyor .
Bu Paralar tabiki sadece El-kaidenin gunluk ihtiyaclarina ve ayni zamanda Kabile ve Asiretler arasinda paylanmak icin Pakistana aktariliyor . Elkaide her gun daha fazla guclenip ve bunun sebebi sadece ve sadece Amerika DEvletinin hala Irakta olmasindan kaynaklaniyor .

Vesellam ……………


Ata Erad ……Tahran ….ataerad@yahoo.com
نوشته شده توسط ata erad در ساعت 12:19 | لینک  |  نظر بدهید

Son gunlerde Kuveyt'de en heyecanli ve sicak tartisma Ana Yasa degisimin tartismasidir ki ilk kez icin "Ahmet Carullah" yani "Elsiyase
" Gazetesinin muduru ve bas yazari tarafindan ortaya atilmistir . "Ahmet Carullah" Bir yazisinda kuveyt devletinin ulke idaresinde ne kadar zaiif ve felc oldugundan bahsedip ve bagirarak soyle devam ediyor ki "Eski gomlekler artik curumustur , onlari cikarip ve degistirmek gerekiyor ." Yazar Gazeteciye gore kuveytde ne zaman ki birisi Demokrasi ve Hurriyetten soz ediyor birden bire kiyametler kopup ve gunah etmis gibi o insane davraniyorlar , devletin Kabul edecegi konu bu ki kanun ve Ana yasanin degisimi suc degil .
"Ahmet Carullah"a gore bazi kuveyt Aydinlari senelerden once yeni kanunlar ve Ana yasa uzerinde calismislar ki bu meyveleri kullanmak ve istifade gerekmektedir .

Isare ettigim konu kuveyt halk meclisinde bomba etkisi yapip ve bazi vekiller kendi durumlarini korumak amaciyla kuveyt Amirin yanina cikip ve meseleyi Enine Boyuna tartismislar .
Tam bu andan sonar "Mohammad Elsonusi" yani kuveyt istibarat bakani "Elsiyase" Gazetesine dava acip ve onu boluculukle suclamistir . Kuveyt'de eskiden beri guc ve onu ele almak konusunda Kiraliyet Ailesinin icinde buyuk problemler olmustur lakin bu problemleri gizeltmek her zaman Ailenin gorevi haline gelmistir . "Sabah" Ailesinin tum fertleri "Amerika" ve "ingiltere"yle yakin munasibetlere sahip olup ve herkes bu munasibetleri bildigine ragmen Gazetelerde yazili sekliyle olaylar yer almamaktadir .
Eskiden beri kuveytte ingiliz egtimi boy gostermektedir ve hatta ingiliz oklullari kuveyt'de "Sabah"Ailesinin cocuklarina egtim vermekte olup onlari ingiliz terbiyesiyle tanistirmak ve ingiliz kulturuyle onlari buyutmektedir , digger taraftan ayni ogrenciler universite egtim yasina vardiklari zaman egtim devamini genelde Amerika universitelerinde devam ettiriyorlar .

Simdiki zamanda kuveyt "Sabah" ailesinde iki eski ve yeni egtim ve dusunce tarzina sahit olabiliriz eski egtim ve dusunce sitili tami tamina ingiliz bir sitil olup yeni dusunce ve egtim tarsi daha fazla Amerikanvari bir sitilden ilham almaktadir .
Kuveyt halki en azindan ulkelerinin Padisah sistemiyle idare olmasini istiyorlar . Bu tartisma o kadar kuveyt halki tarafindan onemli bir konu gibi tartisildi ki evvela "Mohammad Elsabah" Kuveyt Dis isleri bakani ve daha sonar "Seyh Sabah El Amet Amir" Kuveyt Rejim degisikligine fanatic bir sekilde tekzip ettiler . Kisacasi hukumet ve Rejim sekli kuveytle her zaman herkes tarafindan ozellikle amerikalilar ve ingilizler tarafindan en sicak tartisma konusu olmustur .

"Elsabah" Ailesi 50 senedir ki kuveytte halka soz gecirip ve her sekliyle Rejim degisikliginden uzak durmuslar . "Elsabah" Ailesi refrandom veya halk istegiyle kuveytin basina gelmemisler . 1962 senesinden beri "Sabah" Ailesi Anayasa'ya giris bulmustur ve 1962den beri hic bir refrandom kuveytde olmamistir . Su anda kuveytde yasayan halkin %80'I bu Anayasa'ya yabanci olup ve onu Kabul etmiyorlar .

Kuveytde tek Demokrasiye yakin olan kurulus Kuveyt meclisidir lakin "sabah" ailesi dafalarca bu meclisi kanun disi ilan edip ve onu kapatmistir . Bazen kuveyt halki meclisi inatcilikla bazi puanlari millet meclisi icin "Sabah" ailesinden almistir fakat bu cabalar fazla miktarda faydali gelmemistir . "Sabah" ailesi 50 sene boyunca "Amirlik" , "Baskanlik" ve Bakanlik koltuklarina sahip olmuslar ornek olarak : ic isleri bakanligi , Dis isleri bakanligi , Petrol bakanligi ve buna benzer bakanliklarin koltuklari her zaman aileye mansup insanlar tarafindan dolmustur .

Kuveytte egtimi yuksek olan normal ve sira ailelerin cocuklari her zaman dusunmusler ki "Sabah" ailesi halk ve insanlar guvenmekteler "Sabah" ailesinin fertlerinden baska hic kimse  bakanlik veya buna benzer koltuklardan devamli sekilde uzak tutulmuslar ve bu fesat ve hirsizliga sadece ve sadece "Aile" tarafindan sebep olmustur . Kuveyt "Amirlik" sistemi ne zaman ki parlemento tarafindan tahdit altinda kalmistir , parlementoyu kapatip ve memleketin tum islerini "Amir" tarafindan ele almistir . Kisacasi Amir , Padisahtan bile daha fazla guce sahip olmustur .

Islami muhalif guruplari veya kuveytin Liberal dusunceleri devamli "Sabah" ailesine karsi dusuncelerini dile getirmisler fakat bugune kadar hic bir ciddi adimi demokrasi ve hurriyet'e dogru atmamislar .
Kuveytde islami dusuncelerin ve ideolojilerin renkleri ve degisikligi "ihvan" , "Selfi" ve "Sia" cemaatindan ibaret olup ve bu farkliliklar sebep olmustur ki kuveyt "Sabah" ailesi farkliliklardan medet alip ve kendi gucunu arttirsin .

Kuveytin Parlementosu ve meclisinin secim kanunlarinda cok enteresandir ornek olarak kuveyt 25 mintikaya bolunmus ve her mintikadan 2 vekil meclise secilebilir . Bu mintikalarin nufusu birbiriyle farklidir lakin vekili sadece ikidir , boylece halk kendi vekillerini nufuslarina gore meclise sokmaktan aciz kalmislar . Bazi bolgelerin nufusu cok fazla olduguna ragmen sadece iki vekile sahiptir ve bu durum "Sabah" ailesi tarafindan cok fazlasiyle makbul sayilmaktadir . Eger bu durum degisirse "Sabah" icin durum zor olmaktadir zira "Sabah" artik vekillerle daha zor siyasi anlasmalara girebilir . Ornek olarak "Sia" halkin nufusu %30 kuveyt halk nufusuna tekabul etmektedir buna gore bu halk 15 vekile sahip olmaktalar lakin bugune kadar en fazla 5 vekil meclise sokabilmisler .

Rejim degismesi Kuveytde cogu kisi tarafindan konu olmustur hatta ve hatta bir kac kez Amerikalilar tarafindan mevzu bahis olmustur . Amerika devleti mintikada devamli bir sekilde democratize olayindan bahsedip fakat kuveyt orneginde fazla miktarda puan aldiklari icin suskunlugu tercih etmisler .

"Sabah" ailesinin icinde her zaman guc meselesi aileyi bir birinin canina salmistir mesela kuveytin son Amiri bu meseleleri zahmetle cozup ve olen Amirin yerine gecebilmistir . Bu guc degisiminde "Seyh Sabah" Amir kolyuguna oturup ve sebep oldu ki "Cabiriler" gucu kendi monopollerinde tutabilsinler .

Amerikanin problemi bugun kuveytte Rejimin degisimi degildir belki Amerikalilar ayni rejimi biraz demokrasi karisimiyla Kabul edebiliyorlar . Yabanci sirketlerin rahatca kuveytte faaliyet gosterebilmek , partilerin rahatca calisabilmesi ve Dis kaynakli sermayenin emniyetini saglamak Amerikanin en buyuk isteklerinin icinde yer almaktadir .

Cogu Aydin toplantilarda kuveyt ulkesinin rejimini padisahlik Rejimine cevirmek veyahut Cumhuriyet Rejimi bile tartismistir . Bu dusunceler genelde sadece Aydin kesim arasinda tartisilip ve gazetelere aks etmiyor fakat son yillarda bazi cesur Gazeteciler bu konulardan halka bihaber birakmislar . Bazi universite hocalarina gore "Sabah" Ailesi icinde Rejim sekliyle ilgili farkli dusunceler mevcuttur . "Caberi"ler daha fazla gucu devamli sekilde koruyabilmek icin ingiltere gibi kiraliyet ailesini "Caberi" ailesi olarak dusunup ve saltanati kendi haklari olarak gormekteler .

"Sabah" ailesinin egtimli insanlari Rejim degisme taraftari degiller . Bu dusunceye sahip olan genelde "Salemi"ler dir . Onlara gore eger Rejim kiraliyet rejimi ingiltere gibi olursa "Caberi"ler , "Salemi"leri hukumetten temelli olarak silecekler .

Bazen Devlet ve parlemento arasi cok buyuk anlasmazliklara da sahit olabiliriz mesela meclis bir keresi icin "Seyh ERl Mohammad" Basbakani sorguluyup ve onun istifasini istedi boylece "Amirin" emriyle parlemento tekrar kapandi . Son zamanlarda kuveyt parlementosu "Ali Elcerah" petrol bakanini istifaya zorladi . Bazi Aydinlara gore siradaki insanlar "Seyh Cabir" ic isleri bakani ve savunma bakandir ." Ali Elhalife" eski Maliye bakanin hirsizlik dosyalari halk tarafindan "Sabah" ailesine ciddi darbeler indirmistir .
Kuveyt dunyanin cok ulkesi gibi nihayet Demokrasi havasini ulkenin tum yerlerinde icine cekebilecek . "Sabah" ailesi demokrasinin buyumesi ve onun dusuncesini asla engel olamaz bu carh-i-tarih boyle donmektedir .

Vesellam …

Ata Erad … Tahran

نوشته شده توسط ata erad در ساعت 12:16 | لینک  |  نظر بدهید

Olum tum kuskulari berteref eder , bizler olumun cocuklariyiz , zira bir gun hepimiz olecegiz , sadece olum bizi sahsahli hayat hilelerinden uzak tutup uyandirabilir .


"Buhran" yani "ic karisiklik" ve "Stres" iki modern dunyanin ozelligi sayilabilirler .Sermaye ve Kapitalizm her gun insanlari daha fazla stress ve karisikliga itmektedir , istres veya ic karisiklik veya pisikolojik sorunlarinin cogunun ilaci "Din" ve "Allah yolu"unda care bulmaktadir . Bazi Felsefe ve dusunur insanlar bu arizalari Kapitalizmin yuzde yuz meyvasi tanimlayip , digger bazi Filozoflar ayni hastaliklari Kapitalizm ve Batinin cokusu sebebi bilmisler .
"Nitce" soyle yazar : " Uzun zamandir ki bizim Avrupali kulturumuz facia'ya dogru hareket etmektedir , bu hareket her gun daha fazla olan bir iskencedir , yaklasmasi sabirsiz ve asabiyetle beraberdir . Hizli hareket eden bir nehir ki Denizle birlesecek gibi . Bu beseriyetin en buyuk bahtsizligi olacak . Acaba insanlar bu guce kaesi galip olacaklar? Bilmiyorum lakin cok umutluyum."
Bu sorunlarin karsisinda saniyorum en fazla ve en somut sekilde Edebi ve Felsefi bir akim herseyden daha fazla etkili olmustur ve bu "Egzistansiyalizm" Felsefesidir .
"Egzistansiyalizm"in yayilmasi ve guc kazanmasi 20. yuzyilin baslarinda mumkun olmustur lakin bu felsefi , Edebi Akimin kokunu daha oncelerden aramak gerekiyor , ornek olarak "Sukrates"in "Kendini tani" sorusuna yanit ararken bu felsefeyi acik bir sekilde gormek mumkundur . Zira "Egzistansiyalizm"in zati ve temel sorusu "Ben Kimim?" etrafinda dolasmaktadir . "Egzistansiyalizm"in kokunu "Anadolu Felsefesinde" , "Mevlana ogretilerinde" , "Hint" ve "iran" irfani ve kutsal kitablarinda ve tarikatlerinde ayni zamanda "Sent Agostin" ogretilerinde bulmak cok kolaydir .
Bu Felsefenin mevcudiyeti tabiki "Kegard" Danimarkali Filozofla daha belirgin olup "Heideger" ve "Alman Nitce"nin gelisiyle guc kazanip ve "Moris Merloponti" , "Gabriel Marsel" ve alaninda daha da belirgin oluyor , bunun paralelinde Edebiyatta "Camus" , "Kafka" , "Dastayovski" gibi yazarlar bu dusunceyi yasadiklari sosyal etraflarina arzediyorlar .
Bu Felsefe dusunce akimindan fazla insanlar icin felsefeyle yasamayi ogretiyor . "egzistans"in anlami yasama dogru hareket etmek ve mevcudiyetin mana ve asaletini bulmaktir .
Ve daha dogrusu "Hegel" gibi filozoflara karsi acilan bir davadir zira "Hegel" gibi filozoflar Ruh , Akil ve idealism uzerinde durmaktalar ve bu dusuncelerle insan uzerinde hakimiyet kurmasi tasarlaniyordu . "Egzistans" felsefesi yasam ve hayat uzerinde daha fazla durmakta olup ve her insanin kendi "Secim"ine deger vermektedir bu avantaj herhalde eski ve modern olmayan felsefelere karsi sayilmaktadir .
Insanin kendisine ve dusuncesine deger vermek ve mevcudiyetini somut bir sekilde Kabul etmek bu felsefenin amacidir .
Bu felsefeye gore insan ilk ve en eski hakikat sayilip ve mevcudiyeti , mahiyetinden daha once onem kazanmaktadir .
Daha acik ve net soylemek gerekiyorsa "Biz insaniz" dedigimiz vakit bu demektir ki biz mevcudiyetimiz var yani variz ve bu bizim oldugumuza dair bir kanitdir insan oldugumuz da mahiyet ve "Zat"imizin dahili sayilmaktadir .Boylece insanin mahiyetini kendi bedeninde kendi vucudunda takip etmek gerekiyor .
Egzistansiyalistlere gore insanin mevcudiyeti yani hayati ve olmasi herseyden daha onemlidir , mevcudiyet olduktan sonar bir insanin mahiyeti korkak , cesur , iyi veya kotu veya caliskan veya tembel olabilir . onlara gore tum insanlar dogduklari zaman hic bir fitri ozelligi kendisiyle tasimaktadir vet um ozellikleri kendi cevresinden veya tecrube yoluyla kazanir yani kisacasi "mahiyet"ini muhitten almaktadir . Boylece bazilarina gore bu felsefe Din ve ilahi konulara tamamen notr ve yararsiz olarak davranmaktadir lakin bendenizce boyle bir idia tamamen yanlistir zira Ahlak – Din konusu Egzistansiyalizm de onemli bir role sahip olup ornek olarak "Kegard" manevi Egzistansiyalizm'ini Dini konular uzerine bina edip ve tekamulu Allaha dogru hareket etmekle bir tutmaktadir .
Egzistansiyalistlere gore insane bu dunyada yerlesmistir boylece Hurriyet onun vaz gecilmez ozelligi olmasi gerekiyor , kendisi kendi kaderini , zamanin ve sosyal cevresini cizmekte olup vet um gunah ve sevablariyla bu hurriyeti kabullenmesi gerekiyor .
Insan kendi iradesiyle yasadigi dunyaya yon vermesi gerekiyor ve boylece Egzistansiyalistler "Cebriyet" veya Turkcesiyle "Kadercilige" onem vermiyip inanmazlar yani daha onceden tayin olmus bir kadar'a bu insanlar inanmazlar , insani hur ve kendi hayatinin uzerinde irade sahibi olarak gormekteler . onlara gore insane bir sanatcidir bir sanatci ki kendisini kendisi bina edebiliyor . Gelecek ve Alin yazi , maglup olmaktan korkmak ve secimlerde yanlislik stre ve rahatsizlik insani korkuya dogru itmektedir , bunun icin insanlar cogu zaman kendi hur olmalarindan mutlu olmazlar ve bu hosnutsuzluklar , umutsuzluga yol acmaktadir .
Egzistansiyalizmin en onemli yayilma sebeblerinden Edebiyati saymak gerekiyor Edebiyatsiz bir Egzistansiyalizm dusunmek cok yanlis olur bu Akim kendi dusuncelerini Edebiyat ve Hikaye ve Romanlar vasitasiyla halka aktardi ve onun icin cok fazla halk tarafindan Kabul gordu .
Egzistansiyalist yazarlar devamli olarak "Analitik" yani bilimsel ve biraz kuru kurallardan kacmaktaydilar ve kendi felsefe ve dusuncelerini hikayeleriyle , Romanlariyla ve daha otesi sanatla milletlere aktardilar . "Sartr" , "Simon Dubuvari" , "Camus" , "Dastayovski" , "Gabriel Marsel" ve hatta "Shupenhaver" kendi yazi ve kitablarinda felsefelerini , Edebiyat ve sanat alanina sokup ve "Felsefi Edebiyat" Akimini yaptilar .
Egzistansiyalist Edebiyatta genelde gordugumuz ve okudugumuz konular "Yanlizlik" , "inziva" , "umutsuzluk" , "Stres" , "Huzun ve Gam" , "Bosluk" ve "Gunah hislerin"I gorebiliyoruz . Bu yazi ve kitablarda genelde eski'ye hasretle bakiliyor ve boylece bazilarina gore bu tur Edebiyat "Trajik" ve huzun dolu Edebiyat sayilmaktadir . Bendenize gore bu dusunceler ki Edebi bir sekilde hatta Sark yazarlari bile etkilemistir bosluga dusmek korkusundan mutevelit dusunceler ve "Egzistans" yani yasamak ve mevcudiyetin karsisinda olum ve yokluk yer almaktan dolayidir , boylece bu Akimda "Olum" konusu cok isleniyor .
Egzistansiyalizm  dunyasinda olum ve onun irtibati ve iliskisi hayat ve insanla ilgili masa uzerine elestiriliyor .
"Sartr"a gore : "insan olan ve gorunen bir sey degil belki odur ki yoktur " ! "Satr" Egzistansiylaizmin en onemli Edebi insani olarak karsimiza cikmaktadir ve ogrencilerde onemli konu budur ki insane sadece olumle ilgilidir ki kendi mevcudiyetine uyaniyor . "Sartr" unlu kitabi yani "Duvar"da insanlarin olume karsi hislerini ve korkularini yazar . Bu Romanda konu 3 ispanyol Cumhuriyetcidir . 3 Kisi beraber "Fasist"ler tarafindan idama mahkum olup ve olum anlarini beklemekteler . "Fasist"ler 2 ispanyolu idam ederler ve 3. ye soz verirler ki eger Liderlerinin gizledigi yeri onlara gosterirse onu serbest birakacaklar . Hayatta kalan devrimci hayata karsi hic bir dusuncesi ve umudu yoktur , "Fasist"leri konudan uzak tutmak icin yalan soyler ve Liderlerin yerini Mezarlik diye gosterir lakin tesadufen Lider mezarliktadir ve yakalanir ve 3. Devrimci afv olur .
Olum herkesi "Hak" noktasidir yani ondan kacmak mumkun degil ve "Sartr"a gore 3. ispanyol Cumhuriyetcinin hayatta kalmasi hic bir avantaj onun icin saglamamaktadir . "Sartr" kendisinde mevcudiyeti yani "Etre en soi" Hayat kendisi icin yani "Etre pour soi" ve yasamak digerleri veya baskasi icin yani "Etre pour autrui" diye Uc konuyu Kitabinda isliyor yani kisacasi "Sartr"a gore insan olmayan seydir .

Gelecege baktigimiz zaman tek dusundugumuz konu olumdur daha mantikli veya somut konusmak veya yazmak istersek en onemli insan dusuncesinde istikballa ilgili "Olum" yer aliyor ve "TEK OLUMDUR KI YALAN SOYLEMEZ"

Vesellam …
Ata Erad …Tahran
نوشته شده توسط ata erad در ساعت 11:59 | لینک  |  نظر بدهید

Tahrandan "Dusenbe"ye gitmek herhalde ve her zaman benim icin bir hayal olmustur nedeni cok acik ve secik ortadir zira "Afganistan"dan sonar tek Farsca Dilini konusan ulke Tacikistan'dir , digger taraftan "Buyuk Hurasan"in eski onemli parcasi sayilan Tacikistan iran'in Tarih , Cografya ve Siyasetini seneler boyunca etkilemistir hatta Edebiyat alaninda Buyuk iran Sairi "Rudaki" bu topraklarda dunyaya gelmis ve bu topraklarda dunyadan gitmistir . Ayrica "Semerkent" ve "Buhara" yani iki kent ki Edebiyatta ve Siyasette her zaman kendi isimlerini sIksIk iran Edebiyatinda hatirlatmislar ilk basta Tacikistan ve daha sonra "Ozbekistan" topraklarinda yer almislar. "Semerkent" dedigin zaman "Hayyam" ve "Hasan Sabah"in hikayesi akla gelir ve "Buhara" dedigin vakit "Rudaki"nin meshur Siir Beyitleri Akil ve Ruhu oksamaya yetiyor . Onun icin "Dusenbe"yi gormek Ask ve O derin kulturu hisetmek her zaman bir arzu gibi bende acayip Atesiyle birlikte mahzun bir kivilcim beklemistir.

Cumartesi 17 Kasim Tahran'I Dusenbe'ye dogru terkettim.
Takriben Ucakla 2.5 Saat sonra "Dusenbe"ye vardim , geldigim Ucak cok ufak tipi Tacikistan Air Line Ucagiydi , hademe ve Hostesler sanki ilk kez icin ucus yapiyorlar tum ucus kurallarina yabanciydilar ve hayret burada ki hic yolcuyu Adamdan saymiyordular . Finalde "Dusenbe" Havalanisina indik ve eski Bir otobusle Terminale kadar geldik. Havalaaninin etrafi Turkiye 1940 lari hatirlatiyordu yani kisacasi her sey dokuluyordu. Terminale girmeden ilk dikkatime ceken 4 kisinin Terminalin onunde Namaz kilmalariydi 3 Kisi geride ve Bir kisi onde imam gorevini yapmaktaydi. Pasaport sirasinda Giris damgasini almak icin beklerken sira bana geldi ve Tacik Polis beni Sag tarafina cagirip 20 Amerikan Dolari istedi, sebebini sordugum vakit Farsca cumleyle bana dedi: "Ver Parayi iyi olur" bende parayi vermekten imtina edip Pasaportumu alip ve valizimi almak icin Bagaj bolumune gittim.

Kalacagim Hotel "Dusenbe Hoteli"ydi Bu Hotel Soviyet zamaninda yapilmis ve o zamanlar Tacikistanin en Hoteli sayilmaktaymis. Bu Hotelde her sey Luksten uzak en ibtidai sekliyle is gormektedir, Asnsor, isiticilar, Banyo sekli ve Su isiticisi, Lavabo ve ….
Kisacasi Komforden uzak Baskent Hoteli herkese hizmet vermekte olup kimse halinden rahatsiz degildi. Hotelin onunde durarken bir onemli Meydani gormek zorundasiniz bu Meydanin ismi "Ayni Meydani" dir ve tam ortasinda Tacik unlu Saiirin Heykeli "Ayni"yi gorebiliriz. Solda kentin en unlu caddesi yani "Rudaki" Caddesi yer almaktadir ki gercekten cok guzel bulvar ve Caddedir. Bu Caddede Bir iki luks Alisveris Merkezi ve Magaza gormek mumkundur. Bu Caddenin sonunda Bir Meydan daha yer almaktadir ki belki Tacikler ve Tacikistan hayatini bu Meydandaki Heykele borcludur ve bu Heykel "Samani Padisahin" Haykelidir Basinda Altin Renkte Bir Tac ve kenarinda iki outran heubetli Aslan gorebiliriz.
Tacikler Farsca konusup, Farscayi Rusca Alfabesiyle yazmaktalar onun icin onlarla konusmak Farsca Diliyle benim icin zevkti lakin Dergileri, Gazeteleri ve Sokaktaki yazilari okumak benim icin cok cok zordu. Tacikler iran kulturune hastalik derecede baglilar tum muzikleri iran Muzigidir vet um sevdikleri sanaatcilar iran sanaatcilari sayiliyor. irandaki Farsca yazma ve okumaya ozeniyorlar ve Aydin kesimi irandaki Saiirlerin Siirlerini ezberliyorlar. Kadinlar daha fazla kendi Milli ve rengarenk Elbiseleriyle sokaklara cikiyorlar, daha fazla Baslarinda bas ortusu mevcuttur ve kesinlikle acik veya dekolte elbiseleri bu velayette gormek mumkun degildir. Hotelden gezmek niyetiyle Disariye cikmak icin Hotelin onunde bekleyen Taksilere yoneldim Bir Taksici vardi ki Arabasi eski olduguna ragmen kendisi Bir kac Dili rahatca konusuyordu zamaninda Turkler, ingilizler, iranlilar, Pakistanlilar ve Hindistanlilarla beraber calismistir. Asil ismi "Zahir" dir fakat herkes ona "Jakie Chan" diyor.
"Jackie Chan"a gore Dunyanin en buyuk irtibat, Allahin nimet verdigi Dil ve Lisandir. "Jakie"ye gore bu nimet vasitasiyle "Ask"a varabiliriz zira "Ask" herkesin vucudunda nehufte olup onu kesifetmek insanlarin kendi isidir.
"Jakie"den nerede guzel yemek yiyebilirim diye soruyorum! Diyor en guzel Yemek "Tacikistan Milli Yemegi"dir onun icin "Semerkent Sofrahanesi"ne gitmek gerekiyor, 45 Dakika yol gittikten sonra "CINAR Semerkent Sofrahanesi"ne vardik. Bu Lokantada her misafir icin ayri ayri kucuk odalar mevcuttur, Biro dada kucuk Bir masada oturup "Sislik Kebap" ve daha oncesi "Bors" Corbasi ictik Yemegimizi yiyerken Bir Tacik Sanaatci bize Farsca Tacik ve Afgan parcalari soylemeye basladi ve iki Saat boyunca "Dotar" esliginde zehmetkes derin ve yanik sesiyle bizi Tarih yolculuguna goturdu, "Mesed"den baslayip bu yolculuk "SEmerkent" ve "Buhara" da son buldu. Sanaatcinin ismi "Zair" di yasli ve kimsesiz birisi, daha once Agir vasita soforuymus ve daha sonra Sarkici olmus. "Hafiz Sirazi"den Bir Turku okudugu zaman Gozumden yaslar akmaya basladi ve Kulturun ne acayip Bir sey oldugu ve Sark irfaniyle beraber oldugunu Bir kez daha orada anladim , Bir kac Resim cektikten sonra "Semerkent Milli Sofrahanesi"nden ciktim .

"Dusenbe"de onemli bir kac meshur yabanci lokanta mevcuttur ilk basta Turk lokantasindan soz etmek gerekiyor ki ismi "Merve"dir , tum Turk mutfaginin yemeklerini hemen hemen tum guzelligiyle beraber bu lokantada bulmak mumkundur, daha sonra "DBD" iran lokantasi gelir ve Ucuncu Hindistan "Tacmahal" lokantasidir .
Kentin cesitli bolumlerinde El Sanaat mamulleri satan magazalar Turistlerin Alisvrisi icin mevcuttur bu magazalar genelde Tacik ve Ozbek El sanaatlari satmaktalar.

Tacikistanin Dusenbeden baska digger onemli kentleri: "Hocent", "Kulab" ve "Novabad" dir . Bu Ulkenin yuz olcumu 143.100Km2 olup nufusu 7 Milyondur. Nufusun %35-40'I sehirlerde yasamaktadir. Tacikistan dogudan "Cin", Guneyden "Afganistan", Batidan ve Kuzey Batidan "Ozbekistan"a ve Kuzey'den "Kirkizistan"la komsu sayiliyor . Ulkenin %93'u daglik bolgedir. Tacikistanda sert bir iklim hakimdir, Kislari soguk ve Yazlari sicak gecer. Ulkenin CumhurBaskani "EmamAli Rahman"dir, Milli geliri 2006 ye gore 2.1 Milyar Amerikan Dolari olup kisi basina dusen gelir 310 Dolar dir. Tacikistan bagimsizligini Soviyetten ayrildigi 1991 de ilan etmistir. Tacikistanin en buyuk illerinden olan "Tursunzde" nami digger "Regar", Ulkenin en buyuk Fabrikasi yani "Tadaz"I kendi bunyesinde bulunduruyor.
"Tacikistan" Orta Asyada yer alan Bir Ulkedir ve Soviyet dagilmasindan sonra gecis donemini en sancili geciren Ulke sayilmaktadir.
Bunun sebebi Tacikistanin cok fakir ve geri kalmis Ulke olmasiydi. Bu gecis 5 senelik ic savasa sahit oldu ki bu savas 50.000 Kisinin olumune ve Yuzbinlerce kisinin ulkeden Gocune sebep olmustur.
Tacik muhaliflerinin kokunu Soviyet ve "Gorbacov" zamaninda ve onn "Perestroika" politikasi altinda bir cok yeni sosyo-politik gurup ortaya cikisidir. Bu muhalifetler zamanla onemli guc mihverlerine bedel oldu. digger taraftan islami tacik muhaliflerinin kokunu 1960li yillardan arastirmak gerekiyor. Bagimsizliktan sonra tum muhalif guruplar reform sloganiyle hukumete talip oldular. Muhalifet silahlandi ve ic savas kacinilmaz oldu.
Islami Guruhlarin basinda Bir kac bolge bas gostermekteydiler bu bolgeler "Pamir", "Garm" ve "Badaksan" bolgeleriydi ve digger taraftan Kuzey bolgesi ve "Hocent" Asiretleri yer aliyordular. Savasin bu tarafi hukumete daha yakin olup Rusya taraftariydi. 5 Yil suren savas Ulkede bir cok degisikliklere yol acti ve hukumetin yapisini fazlasiyla etkiledi ve "imamAli Rahman" Cumhuriyet yuksek konseyin basina secilerek CumhurBaskani oldu. Muhaliflerin cogu Afganistana siginarak Partizan savasa devam ettiler ve en sonunda 1997 de Ateskes ilani olup ve anlasma sonunda Tacik muhalifleri silahsizlanmaya mecbur oldu. iktidar ve muhalifet arasinda baris imzalandi .

Anlattigim kucuk Tarihi olaydan sonra ne hos olurdu ki biraz bu Ulkenin savaslarindan degil de kulturunden konusabilseydik, bunun icin "Tacikistan Milli Universitesi" nin yolunu alip "Cezire" semtine geldim burada Universiteyi gorebiliyorum hemen Dr. "Davut Salamov"un yanina yoneldim.

-Mehmet Bey kendinizi lutfen bizim okurlarimiza tanitirmisiniz?
Bendeniz "Mehmet Davut Salamov", "Tacikistan Milli Universitesi"nin Filoloji Fakultesinin Baskaniyim ve bu universitede kultursel gorevim var. Burada biz Dil, Tarih , Tipoloji ve Tacik ve Farsca Edebiyatin Tarihini arastiriyoruz  en onemli calistigimiz konulardan birisi "Folklor"dur , ayni zamanda bu fakultede ingilizce, Fransezce ve Kore Dil ve Edebiyati da egtimimizin icinde yer almaktalar.
Biz iran Devletiyle birlikte onemli ve guclu baglara sahibiz ve devamli sekilde onlar bizi ve biz onlari kulturu daha fazla genisletebilmek icin is birligi icindeyiz. Bu kultur bir dostluk kulturudur. Bizim fakultede onemli iftiharimiz sayin "Prof Dr. Kasimov" dur bu zat ilk klasik metinleri bizim calistigimiz isle ilgili 1960 yillarinda kaleme dokup ve bizler onn vasitasiyle Farsca hat ve Yazisiyla ilk kez icin onun calismalariyla asuna olduk .

-Farsca Yasakmiydi daha onceleri?
Hayir yasak degildi lakin izinde verilmiyordu sadece Farsca bolumunde rahatca egtim veriliyordu ve yazi sekli takriben yasak sayiliyordu. Su anda bu nimet sayesinde gain ve guclu iran Edebiyatina varmak daha fazla kolaylasmistir.

-Kisaca iran Kulturunu Siir, Edebiyat ve Tesevvufun etkisini Tacik Kulturu uzerinde anlatabilirmisiniz?
Bu soru uzerinde seneler Tacikistanda Gazeteler, Televiziyon ve alimler konusma ve tartismaya devam ettiler. iran kulturu Binlerce senedir mevcut olup ve bizce bu kultur "Ari" irkiyla beraber dunyaya yayilmistir daha sonrasi islamin gelisiyle bu kultur daha da fazla mukemmel olup ve biraz degisiklik arzetmistir . Bu kultur buyuk bir kulturdur ve bizce bu kulturun en buyuk ismi "Rudaki"dir . Tabiki "Samani Devleti" onemli gorevi ustlenip tum Farsca konusanlari bir bayrak altinda birlestirmistir. Yavas yavas kultur gucu siyasi guc olarak teceli etmistir ve boylece digger kulturleri de etkilemistir. irfan'a gelince bu arsada Tacik ve iran Dev Adamlarini saymak mumkundur, bu Felsefe insanci tarafiyla devamli insanlari birlestirmek icin cabalamistir ve ayni zamanda Edebiyat ve tarihimizi derin sekilde etkilemistir. "Attar" en onemli irfan simgesi sayilabilir. "Mevlana" ve "Mesnevi" tesevufun en yuksek noktada yer aliyorlar "Mesnevi" Farsca Kuraan demektir.
Dunyada 3 ulke var ki insanlari yan yana geldikleri zaman Tercumana ihtiyac duymazlar bu 3 ulke iran, Afganistan ve Tacikistandir. Biz bir birimizle her zaman beraber olup bir birimize yardim etmek zorundayiz. Bizim kulturumuz Bir dir Edebiyatimiz birdir. irtibatlari daha fazla cogaltmamiz gerekiyor.

-iran veya sizing dediginiz gibi "Ari" irkin kulturu acaba Tacikistandadir yoksa irandadir . Hangimiz dogru cizgideyiz?
Ata Bey !"Ari" kulturu sadece iran ve Tacikistanda mevcut degil bu kulturu hatta Bati Ulkelerinde ve bazen Ruslarda bile bulmak mumkundur.
Biz kulturu kendimize ait saymayiz yanlistir.

-Tacikistanin Bir kac sene oncesini konusalim ! Savas sebebi neydi ? Neden kultur sahibi Bir millet ic savasa sahit olur?
1991 den sonra dunya onemli gucu Soviyet dustu ve bunun akibinde bir kac ulke istiklal sahibi oldu.
Tabiki yeni kurulmus Devletler problemlere sahit oldular. Savas Tacikistanda bir kac parti ve siyasi dusuncenin etkisinde meydana gelmistir. Muhalif guruhlar calismakta olan hukumete karsiydilar . Savas Tacik parlementonun sucu da bir yerde sayiliyor zira parlemento insanlari bir arada getirmek gucune sahip degildi. Demokrasi guclenmemisti ve Dusunceler hala Soviyetin dusuncesiydi.

-Savas taraflari kimlerdi Ustad?
Bir taraf islam gucleri vardi bunlar islami istiyordu ve digger tarafta Demokrasiyi savunanlar (Bu soruya ikrahla yanit veriyor ustadin yuzu biraz degisiyor. Memlekette korku var , bundan kuskum yok)

-islami guruhlarin savastan sonra faaliyetler mevcut mu?
Bizim CumhurBaskani Baris getirdi . Herkes barista yasamaya basladi. islami partiler resmi sekilleri yokudu fakat simdi Demokrasi cercevesinde resmiyetle faaliyet gostermekteler. Herkes memleketin siyasi durumunda simdilik istirak edebilir.

-islami Partinin Adi nadir?
"Tacikistan islami Nihzet Partisi"

_-Komonistlerde su anda Tacikistanda faaliyetleri var mi?
Evet ! "Tacikistan Komonist Partisi"

-Bize Turk Tarih ve Edebiyatindan bildiginizi soylermisiniz?
(Susuyor).

-Mevlana icin Bir seyler diyebilirmisiniz? Yunus Emre, Haci Bektas Veli'yi taniyormusunuz? Hic duydunuz mu?
Evet ! Bunlari taniyorum lakin Tacikistan bu insanlari pek fazla tanimiyor. Tacik Diline bu insanlardan ceviri yok maalesef . Bizim halk arasinda bunlari taniyan yok. Bizim Fakultede bizler Turk dili ve Edebiyatindan , Siirinden hic bir sey okumuyoruz. Belki bud a bizim eksigimizdir. Turkiye Sark Kulturunden sayilir ve bendeniz biliyorum ki Turkiye topraklari Sark Kulturunde onemli roller almistir bunun icin bu bizim eksigimizdir, insallah Turk okuru bizi afeder.

-Bildiginiz gibi Osmanli Empratorlugu zamaninda Arab ulkeler ortadogudan tutun ta Misir'a kadar ve digger taraftan Sark Avrupa Viyena kapilarina kadar bu devletin elindeymis bu padisahlar islami halifesi olarak kendilerini ortaya koymuslar sizce bu islam Tacikistani bir islam ulkesi olarak menfi veya musbet nasil etkilemistir?
Efendim ! Maalesef soylemeliyim ki bizim halk bu cumbus ve islami hareket karsisinda notr bir hali olmustur ve dediginiz gibi bu konu uzerinde Tacik Alimleri daha fazla arastirmalari gerekiyor. Elimizde hemnen hemen hic bir veri mevcut degil . Biz Turkleri Tarihin hic bir yerinde Dusman olarak saymamisiz lakin Soviyet zamaninda bu dusmanlik mevcuttu. Turk Dilini konusan insanlara Tacikistanda cok sicak bakilmiyordu.

-Soviyet 1991 den once Dunya Kutuplardan birisi sayiliyordu . Su anda Tacikistan Ekonomik olarak , Siyasi ve ictimai olarak Dunyada adi olmayan bir ulke olarak gozumuzun onune cikiyor sizce o zaman daha iyi degilmiydi?
Soviyet impratorlugu artik bitti ve yok. Rusya Ulkesi Cografyasal olarak bizden cok uzaktir . Bizim artik 15 senelik istiklalimiz ortadadir. Biz artik eski hukumetimizi, Ekonomimizi ve ictimai durumumuza sahip olamayiz. istiklalden sonra biz onu iyi bir sekilde koruyamadik ve savasa sahit olduk . Biz yanliz kaldik ve kimse bizi korumadi . Babasiz bir tifil gibiydik.

_-insanlar eskinin hasretini cekiyorlar mi?
Evet ! Evet ! Soviyet insanlari koruyordu! Sosyal olarak insanlari koruyordu ! Bizim tibbi ihtiyaclarimiz bedavaydi, egtim parasizdi. Biz Soviyetin buyuk topraginda istedigimiz yere vizesiz gidebilirdik. insanlar hastretdedir . lakin yeni nesil bunlari anlamiyor ve bu eksiklikleri hisetmiyor yeni nesil bu hurriyeti tercih ediyor ve bunu istiyor . insallah guclu oldugumuz gunleri gorebiliriz .

-Biz sizing icin guclu gunleri arzu ediyoruz. Son sorumu soruyorum Efendim! Dunya su anda tek kutuplu bir dunya sayiliyor Amerika irani Nuklear silahlar icin tehdit edip Afganistan sizing komsunuzn Topraklarinda yer almaktadir. Sizler istemeyerek Amerikanin komsususunuz. Irakta Amerika onemli uste sahip olup ortadogu'yu gozetliyor . Siz ve Tacik halki Amerika icin ne dusunuyorsunuz. Demokrasi istediginiz Demokrasi Amerika Demokrasisidir?
Tacik halki Savasin tadini iyice biliyor. Halk iskence ve Savasin ezziyetini cekmistir . Tacik halki dunyanin hic bir yerinde savasi istemiyor. Tacik halki Amerikanin irana ettigi zulumu ve mantiksiz hareketlerine onay vermiyor. iranlilar bizim kardesimiz olup Amerika Irak basina getirdigi oyunlarinin aynisini iranda tekrar edemez . Tacik halkini birakin Amerika halki bile Bush tahditlerininden rahatsiz gorunuyor.

-Ustad sizden vaktinizi bize ayirdigimiz icin tesekkur ediyorum. Allaha emanet olunuz. Saygilar Efendim!


Tacik Halk ve Entellektuelleri artik siyasetten sIkIlmis gorunuyorlar hic bir konuda faal bir sekilde kendilerini gostermiyip siyasetten korku dolu yuzle kenara cekiliyorlar. Yeni CumhurBaskani cokta dedigine ragmen Demokrat gorunmuyor lakin devamli her gunluk Televiziyon konusmalarinda Demokrasi ve ulkenin ne kadar mukemmel oldugundan bahsediyor. Sokaga cikmasan sayet kendini Merkezi Avrupa Ulkelerinde sanirsin. Yavas Yavas Siyasi Bir Adamin yanina gidiyorum belki ondan Bir iki kelime Siyaset ddiye "Prof. Dr. Rosen Rahmani" Kultur Bakanin Musaviri ve Muavini. Bakalim nasil olacak!
-Ustad bize vakit ayirdiginiz icin size minetdarim bu Reportaji Yeni Harman Dergisi Turkiye-istanbul icin yapmaktayim. Bize Asktan siyasete kadar konusun Efendim !
Memnuniyetle.

-Kendinizi bize tanitirmisiniz?
Bendeniz Prof. Dr. Rahmaniyim. Benim konum Farsca Filolojisidir. 29 Senedir ki "Tacikistan Milli Universitesi"nde faaliyet gosteriyorum. Doktorami 1989 Yilinda "Moskova" , "Lomonos" Universitesinden alip 1998 bu kursunun baskani oldum daha fazla Folkolor'la ugrasip Etnografi ve Antropolojiyle hasir nesir oluyorum. Halkla beraber vasitasiz irtibat kurmaya calisiyorum. "Semerkent" ve "Buhara" Halk Kulturunu ilk kez olarak Tacikistanda bendeniz topladim 4 Sene kadar Afganistanda "Kabil Universitesi"nde egtim verip hocalik yaptim ve orada da kendi isime devam ettim. 4-5 Ay once "Gurcistan"a yolculuk yapip oradan Turkiyeye ugradim, "Konya"ya gittim ve orada "Dr. Yusuf Oz"le tanistim, Farscayi cok iyi bilip onunla cok fazla cok konuda birlestik . Ustad Oz cok sefeketli ve kibar birisidir, Kalblerimiz orada bu Ustadla birlesti.


-Ustad benim isimi bu Cumlelerle biraz rahatladiniz. Sark Felsefesinden sizden soruyorum. Mevlana ve Konyadan, bunun itisali Tacik Kulturuyle nasildir?
Eskiden bugune kadar zaman cok uzun bir zamandir. Tarihte Turkiye DEvleti diye bir ulke goremiyoruz ayni zamanda Tacikistan, Kirkizistan, Turkmenistan diye bir ulkede Dunyada bir kac sene onceye kadar mevcut degildi. O mintikada Bir kac Ulke mevcuttu SElcuklular Turkmenistan ve Orta Asyadan bu Topraklara geldiler bunlar "Oguz Turkler"I sayiliyordular. Diller, Miletler ve Kabileler Tarih boyunca bir yerde beraber yasamislar ve Bir birine saygi gostermisler. Bazen hatta bazi Akademisiyenler bazi Irklari digger Irklara tercih ediyorlar bence bu dusunce turu yanlis bir dusunce seklidir. Bugun en onemli factor bir ulke icin Milli Huviyetidir, Miletler kendilerini iyi tanimalilar. Hic Bir Dil veya Din eskiden digger Dil veya Dine daha yukari yerde degildir. Onun icin onemli Sahsiyetleri Bir yere mal etmek yanlistir . Mevlanayi Turkiye veya iran'a mal etmemiz gibi. Kendimizi yasadigimiz mekan , Atmosferde tanimamiz gerekiyor. Baskasinin kulturune saygi gosterdigimiz vakit kendi kulturumuze saygi gostermis oluruz.
Ornek olarak "Nizami" Yuzde Yuz iranlidir lakin "Azerbayjan" onu "Azeri" ve kendi mali olarak ortaya koyuyor bu bence biraz "Suvenizm"e kaciyor ve yanlistir. Azerbaycan halki boyle dusunmuyor, Siyasiler bunu ortaya atmislar ve kendilerine hemfikir bulmuslar. Maalesef Turkiyede boyle seyler gorunuyor ve ben buna her yerde uzuluyorum. Ders Kitablarinda da maalesef bunlar yaziliyor. Bu Bir hastaliktir ve bunun tedavisi Kultur Adamlari tarafindan yapilmalidir.

-Sizin konusmalarinizdan boyle bir netice elde edebilirmiyiz ki "Kultur vasitasiyla Dunya halki birbirini kucakliyabilir". Dogru mu?
Evet yuzde yuz Efendim ! Silahla Kursunla olmaz bu is Kultur faaliyetiyle olur. Ben Ozbekistanda dogdum lakin simdilik kendi vatanima gitmek icin Vize aliyorum.

-Kendi sozlerinizden yola cikarak Kultur sahibi Bir Ulke nasil seneler ic Savas'a sahit olur Ustad?
Bir Ailede 5 veya 6 kisi yasiyor lakin ayni ailede herkes ayni dusunmez. Bir ailede cocuklar bir baba ve bir anneden dunyaya gelmisler fakat cogu konu uzerinde birbiriyle muhalifete baslarlar. Aile bir devlettir ve devlet bir aile. ihtilaflar devlet icinde yavas yavas buyuyor …

-Ustad istersiniz Ornekleri birakalim ve Tacikistan uzerinde yogunlasalim!
Efendim! sizing sorulariniz can alicidir damardan giriyorsunuz. Bendeniz de Gazeteciyim ve On sene boyunca "Nohost" Gazetesinde makale yaziyorum evet – savasi bize zorla getirdiler, digger ulkeler bu savasta pay aldilar adlarini burada saymiyecegim . O ulkeler Tacikistanin yok olmasini istiyordular bu cok acidir. Bizi cogu zaman Haritalarda yok saydilar . Ben kendi gozumle Tacikistanin olmadigi bir harita gordum . Arab Devletleri bizim Devletimizi islami olarak gormek istiyordular. Sosiyalistler hala Komonizmin pesindeler. Aile boyle dagiliyordu. Bir Ailenin fertleri silah ele aldi.

-Bence Dis savasin aciklamasi olabilir fakat ic Savas ! Efendim ! Bence ic savas kulturle bagli biro lay sayilabilir degil mi ? Uzerine fazla gitmiyelim fakat … Dediniz Kulturun siniri yok lakin sinirlari 15-16 sene once kendiniz cizmediniz mi ?
Beb hic Bir zaman Komonist degildim . Fakat O Komonizm insanlar icin biraz yaraliydi . Bende O Devletin en onemli muhaliflerinden birisiydim . Tum Dunyayi gezdim . Anladim ki bazi seylerimiz cok iyimis . O zamanlarda okumak yazmak bilmeyen yoktu . Okumak Bedavaydi ister Tip oku ister baska bir sey . Hastaligin tedavisi bedavaydi . Bugun Bir kisinin hastaligi Paranin gucune bakiyor . Bunlar genel konulardir . Bazilarina gore bunu Bati bitirdi , benim dusuncem baskadir Ata Bey ! YUz Amerika DEvleti olsaydi gucu bu ise yetmezdi . Komonist Partinin icinde muhalifetler basladi "Yeltsin" ve "Gorbacov"un anlasmasi olmasaydi bizim Aile hala ayaktaydi Soviyet saka biro lay degildi . Simdi bakiniz Rusiye tekrar kutup olma yolunda adim atmaktadir . "Yeltsin" gitti ve dagilma kagitini partinin masasinin uzerine koydu . Bir gecede 3 kisi Soviyetin dagilmasina onay verdiler bu 3 kisi "Okrayn" , "Belarus" Baskanlari ve "Yeltsin"diler . Biz bunu istemedik bizim siyasilerimiz de bunu istemiyordular . Halkimiz da istemiyordu . 15 ulke Soviyetin icinde yer aliyordu ve 15 ulke hepsi istiklal sahibi oldular . 15 ulke kendilerine CumhurBaskani sectiler . Biz olanlari hic ama hic istemiyorduk ama oldu . Onlar bizim gibi ulkelere dediler istesen istemesen yanlizsin ve yapacaksin , yap ! Devlet tadini , Savas tadini aldik . istiklal tadini hepisinden cok begendik . Bugun kendi sorunlarimizi kendi Evimizde cozmeye calisiyoruz . Baskasinin Kolesi olmayacagiz . Komsularimiza Baris ve muhabatle yaklasiyoruz .

-Hastretiniz yok mu eski doneme ?!
Var- iranda Sah zamani vardi lakin simdi Cumhuri islami var , Turkiyede ve o topraklarda Bir Devlet vardi ki bu Devlet impratorluktu , simdi kucuk bir ulke var adi Turkiye . Ne yapalim bu olacakti – Sizin hasretiniz yok mu bazen ? Yeni nesil gelecege bakiyor simdi – Soviyet zamaninda biz disariya acilmiyorduk bendeniz sadece Afganistan'I gorebilmistim . Ama simdi her tarafa gidiyorum ve ulkeleri , rejimleri , halklari taniyorum . Halki hukumetini arzu ediyorum ve onu ogreniyorum . Eger gercek sosyalizm donerse ben karsi cikmiyecegim . Bunu burada Bir burukrat ve Kultur Adami olarak soyluyorum . Sosyalizm arti Demokrasi –

-Tacikistanda Demokrasi var mi ?
Kardesim ! beni iyi dinle lutfen ! Bir Gecede dediler Demokrasiyi getirelim . 30 Kisi gitti ve guya Demokrasiyi halklarina getirdiler . Bizim Tacikistanda Demokrasimiz dunyanin hic bir yerindeki Demokrasi Modeline  benzemiyor . Biz daha yolun basindayiz . Zeka ve ilimle her sey olabilir . Hic bir Cumhuriyetde (Soviyet Cumhuriyetleri)nde Demokrasi yoktur . Kendimize yalan soylemiyelim .

-En son olarak Turk Edebiyatindan kimleri taniyorsunuz ?
"Nazim Hikmet"I cok iyi biliyorum . "Resat Nuri Gultekin" kitaplarini cok okudum . "Yasar Nuri Ozturk"u okudum . Guzel dusunceleri var . "Abdulbaki Gulpinarli" saniyorum turk ve dunyanin en buyuk alimlerinden birisidir . "Aziz Nesin" hikayelerini zevkle okudum . Bir cok yazari daha taniyorum lakin simdi aklima gelmedi . Bizim Genclerimiz Turkleri artik okuyor . Tacik Halki "Aziz Nesin"I cok seviyor cogu Mizah yazarimiz "Aziz Nesin"in yazi sitilini taklit etmeye basladilar . "Yasar Kemal" gercek ve buyuk bir Romancidir . Turk muzigi cok iyidir onu da begeniyorum . Unutmayalim ki Turk kulturunun onemli yol gostericisi iran kulturudur. iran kulturu kucuk Asya kulturune cok seyler vermistir . Turkler de bunu unutmamalilar bu bir gercektir . Bunun icin turk kulturu cok fazla saygin bir kulturdur. biz sark olarak devamli bir birimize etki yapmisiz ve bu etkiyi can-i-gonulle Kabul etmisiz .

-Turk okuruna Bir mesajiniz var mi ?
Efendim ! Kulture ilk basta ilimle yaklasalim . Halklara kibarlik ve kucaklamayi ogretelim . Birbirimizin Ask , Musiki ve Edebiyatimizi hediye edelim . Daha once biz Tacikler bunlara iznimiz yoktu . firsati degerlendirmek gerekiyor . Turkler bizleri davet etsinler . Biz Turkleri seviyoruz . Turkiye burada okullari var biz Turklerden bunun icin tesekkur ediyoruz .

-Ustad cok tesekkur ediyorum lutufta bulundunuz .
Siz bize lutuf etmissiniz . Lakin bizi cok sIkIstirdiniz Ata Bey , insallah hayirli olur . Sizin bazi Farsca yazilarinizi okudum . Tek kelime harikasiniz ! tesekkur ediyorum .


Hotele dondum . Prof. Rosen Tacikistanda bulabilecegim en konuskan insandi . Yolculugumun son gunuydu . Bir hafta "Dusenbe" siyaheti bitiyordu . Havaalaniye Taksiyle gitmekteydim . Tacikistan yolculugu burada bitiyordu ve ben Binlerce hatirayla Tahran'a donmekteydim .
Vesellam .